9789756038789
547947
https://www.maltepekitabevi.com/57-model-cehvrolet-ya-da-kucuk-caz-sarkilari
57 Model Cehvrolet ya da Küçük Caz Şarkıları
5.75
Adam, bir dizeydi. Kadin, bir imge, tastamam bir siir, öykü niyetine bir sarkiydi. Kendine akan bir irmakti kadin. Seviyesizligin ve sarlatanligin bas taci edildigi ve kalitesizligin adeta ödüllendirildigi bu tuhaf ülkede her sey eksik, yarim ve yalniz birakilmisti. Yitirdigimiz degerler o kadar çoktu ki, hem insanin hem dünyanin canina okuyorlardi. Insanin kendisine ve aska siginmaktan baska elinden bir sey gelmiyordu. Her an ihanete ugrayacak kadar kirilgan ve umutsuzduk. Kör ve sagir bir toplumda yasamanin kahredici acisini hiçbir sey yatistiramiyordu. Iyi ki siirler, sarkilar, resim ve sinema vardi. Iyi ki sanat vardi. Belki de bu toplumda sanat beyhude bir isti. Biz sairler beyhude olan her seye bayilirdik zaten. Bu hikâye bitmezdi. Sanki kelebek çaginda yasiyorduk. Kim bize dokunsa oracikta ölüveriyorduk. Askin oturma odasinda kimse ayakta kalmayacakti ama kimimizi günes çarpiyor, kimimizi ay tutuyor, kimimizin kalbi burkuluyordu. Panik günler yasiyorduk. Kimse isigini alip gelmiyordu. Sürekli inciniyorduk. Giderek her yeri aciyan dünyamizda siddetin her türlüsü toplumsal cinnete dönüsüyordu. Sahte yüzler denizinde plastik hayatlar yüzüyordu. 'Su rüya çagi baslasa da hepimiz içimizdeki evimize geri dönsek' dedi adam. 'Zavalli akil, belki de senin yüzünden dünya ne kadar da tatsiz' dedi kadin. "Keskin biçak" mi suçluydu, yoksa "kiraz mevsimi" ne kadar "ask acitir" miydi? "Lale devri" kimlerin üzerine devriliyordu bunu bilemiyorduk ama bu hikâyenin içindeki 'hazan' yüzlü sandik kirilmaliydi. "Kendime baslamak farz oldu" dedi sair Sinan. Ve hiçbir zaman eskimiyordu dilimizdeki hasret. 'Ask ayni gezegenden kopmus iki gök tasinin uzayda çarpismasi gibi bir sey olmaliydi' dedi adam. "Bir lodos lazim simdi bana, bir kürek, bir kayik, zulada birkaç sise yakut"
Adam, bir dizeydi. Kadin, bir imge, tastamam bir siir, öykü niyetine bir sarkiydi. Kendine akan bir irmakti kadin. Seviyesizligin ve sarlatanligin bas taci edildigi ve kalitesizligin adeta ödüllendirildigi bu tuhaf ülkede her sey eksik, yarim ve yalniz birakilmisti. Yitirdigimiz degerler o kadar çoktu ki, hem insanin hem dünyanin canina okuyorlardi. Insanin kendisine ve aska siginmaktan baska elinden bir sey gelmiyordu. Her an ihanete ugrayacak kadar kirilgan ve umutsuzduk. Kör ve sagir bir toplumda yasamanin kahredici acisini hiçbir sey yatistiramiyordu. Iyi ki siirler, sarkilar, resim ve sinema vardi. Iyi ki sanat vardi. Belki de bu toplumda sanat beyhude bir isti. Biz sairler beyhude olan her seye bayilirdik zaten. Bu hikâye bitmezdi. Sanki kelebek çaginda yasiyorduk. Kim bize dokunsa oracikta ölüveriyorduk. Askin oturma odasinda kimse ayakta kalmayacakti ama kimimizi günes çarpiyor, kimimizi ay tutuyor, kimimizin kalbi burkuluyordu. Panik günler yasiyorduk. Kimse isigini alip gelmiyordu. Sürekli inciniyorduk. Giderek her yeri aciyan dünyamizda siddetin her türlüsü toplumsal cinnete dönüsüyordu. Sahte yüzler denizinde plastik hayatlar yüzüyordu. 'Su rüya çagi baslasa da hepimiz içimizdeki evimize geri dönsek' dedi adam. 'Zavalli akil, belki de senin yüzünden dünya ne kadar da tatsiz' dedi kadin. "Keskin biçak" mi suçluydu, yoksa "kiraz mevsimi" ne kadar "ask acitir" miydi? "Lale devri" kimlerin üzerine devriliyordu bunu bilemiyorduk ama bu hikâyenin içindeki 'hazan' yüzlü sandik kirilmaliydi. "Kendime baslamak farz oldu" dedi sair Sinan. Ve hiçbir zaman eskimiyordu dilimizdeki hasret. 'Ask ayni gezegenden kopmus iki gök tasinin uzayda çarpismasi gibi bir sey olmaliydi' dedi adam. "Bir lodos lazim simdi bana, bir kürek, bir kayik, zulada birkaç sise yakut"
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 5,75 | 5,75 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.