Bir Kara Çalma Öyküsü

Stok Kodu:
9789752204775
Sayfa Sayısı:
456
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Kategori:
%10 indirimli
135,00
121,50
9789752204775
524652
Bir Kara Çalma Öyküsü
Bir Kara Çalma Öyküsü
121.50
Cumhuriyet'e Layik Olmaya Çalisirken Anayasa'yi “Tebdil ve Tagyir” Girisimine Katilmakla Suçlandi!..1973'te Ankara Sikiyönetim Komutanligina bagli mahkemede yargilandi. Yaklasik bir buçuk yil süren ve beraatla sonuçlanan bu dava, aslinda ülkenin 12 Mart 1971'de baslayan dönemde içinde bulundugu dalgalanmalardan, çatismalardan, toplumsal tutarsizliklardan ve 1940'larda baslayan ayrismalardan kaynaklanan sürtüsmelerin sonucuydu…Tarihimiz boyunca karsilastigimiz ve bir türlü alt edemedigimiz toplumsal iki büyük noksanimiz ya da kusurumuz var. Bunlarin ilki, cemaatlerden, tarikatlardan ya da siyasal ve maddi çikarlardan kaynaklanan kutuplasmalar, hiziplesmeler; ikincisi de, bir türlü üstesinden gelemedigimiz kiskançliklara dayanan ve rakip görülen kisiler hakkinda firsat düstükçe yapilan ihbarlardir. Ihbarcilik ya da jurnalcilik, bizim tarih boyunca yenemedigimiz bir hastalik olarak devam ediyor. Bilindigi gibi II. Abdülhamid döneminde bu tür suçlamalar jurnalcilik adi altinda bir tür resmi görev haline getirilmisti. Içinde bulundugumuz 2010'lu yillarda da bunun ibret alinasi örneklerini görüyoruz.Prof. Dr. Serafettin Turan, Cumhuriyet Türkiyesi'nin en önemli dönemlerinden birini belgeliyor...“Ülkemizin çalkantilardan kurtulmasi, huzur, güven ve adalet ortaminin saglanabilmesi için ilk kosulun, siyasal iktidarlarin ayrimci ideolojilere sapmadan tüm vatandaslara karsi esit davranmasi, ikincisinin de vatandaslarin, bireylerin kin ve öç alma duygularindan siyrilip asilsiz iddialarla ihbarlarda, suç duyurularinda bulunmamalari olduguna inaniyorum.”
Cumhuriyet'e Layik Olmaya Çalisirken Anayasa'yi “Tebdil ve Tagyir” Girisimine Katilmakla Suçlandi!..1973'te Ankara Sikiyönetim Komutanligina bagli mahkemede yargilandi. Yaklasik bir buçuk yil süren ve beraatla sonuçlanan bu dava, aslinda ülkenin 12 Mart 1971'de baslayan dönemde içinde bulundugu dalgalanmalardan, çatismalardan, toplumsal tutarsizliklardan ve 1940'larda baslayan ayrismalardan kaynaklanan sürtüsmelerin sonucuydu…Tarihimiz boyunca karsilastigimiz ve bir türlü alt edemedigimiz toplumsal iki büyük noksanimiz ya da kusurumuz var. Bunlarin ilki, cemaatlerden, tarikatlardan ya da siyasal ve maddi çikarlardan kaynaklanan kutuplasmalar, hiziplesmeler; ikincisi de, bir türlü üstesinden gelemedigimiz kiskançliklara dayanan ve rakip görülen kisiler hakkinda firsat düstükçe yapilan ihbarlardir. Ihbarcilik ya da jurnalcilik, bizim tarih boyunca yenemedigimiz bir hastalik olarak devam ediyor. Bilindigi gibi II. Abdülhamid döneminde bu tür suçlamalar jurnalcilik adi altinda bir tür resmi görev haline getirilmisti. Içinde bulundugumuz 2010'lu yillarda da bunun ibret alinasi örneklerini görüyoruz.Prof. Dr. Serafettin Turan, Cumhuriyet Türkiyesi'nin en önemli dönemlerinden birini belgeliyor...“Ülkemizin çalkantilardan kurtulmasi, huzur, güven ve adalet ortaminin saglanabilmesi için ilk kosulun, siyasal iktidarlarin ayrimci ideolojilere sapmadan tüm vatandaslara karsi esit davranmasi, ikincisinin de vatandaslarin, bireylerin kin ve öç alma duygularindan siyrilip asilsiz iddialarla ihbarlarda, suç duyurularinda bulunmamalari olduguna inaniyorum.”
Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 121,50    121,50   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat