9789753298254
532876
https://www.maltepekitabevi.com/bir-sehr-i-istanbul-ki-sehrin-senlikli-tarihinden-izlenimler
Bir Şehr-i İstanbul Ki... - Şehrin Şenlikli Tarihinden İzlenimler
360.00
İstanbul hep kendi bildiğini okumuş okumasına da, her kuşaktan, her milletten İstanbullular kendilerince bir şekil vermeye çalışmışlar ona. Ne kadar becerebilmişler orası tartışmalı… Ama denemişler en azından. Örneğin terbiye etmek istemişler, Saygısızlıkla Savaş Derneği kurmuşlar. İstanbul terbiyeli, saygılı olmuş mu bilinmez ama Kırk Gün Gece festivalleriyle vur patlasın çal oynasın eğlenmiş.
Bugün İstanbullular akın akın sahil kasabalarına gidiyorlar ama bir zamanlar şehirde birçok plaj varmış. Üstelik yine de yetersiz bulunup gazeteler daha fazlası açılsın diye yazıp durmuş. İstanbullular sayfiyeye de pek düşkünmüş.
İlla ki zamanı, mevsimi gelince Boğaz'ın köylerine, Bostancı'ya, Fenerbahçe'ye göçerlermiş. Mehtap âlemleri de ayrı bir keyifmiş. Sayısız kayık izlermiş hanendelerin kayıklarını Boğaz'da... Sadece Boğaz mı, Beyoğlu da bir başka dünyaymış. Tiyatro salonları, gece kulüpleri, kabareler… Bin bir renkli bu dünyada yok yokmuş. Bir de zenci bir Rus'umuz varmış, ilk Maksim'i de zaten o açmış. Ama İstanbul sayısız duraklarda soluklanıp yoluna devam ederken, tarihi sinema ve tiyatro salonları yıkılmış, Şan Tiyatrosu yanmış…
Bir Şehr-i İstanbul ki... adlı kitapta İstanbul'un uzun ve canlı öyküsünün en eğlenceli duraklarına uğrayıp oraların en renkli simalarıyla tanışacaksınız. Zaman zaman kıymetini bilmediklerimiz içinizi sızlatacak elbette.
Oğlak Yayınları olarak yakın tarihimizin arkeoloğu Gökhan Akçura'yla birlikte İstanbul'un neşeli hayatına çıktığımız bu yolculuğun sizi de eğlendireceğine eminiz.
Bugün İstanbullular akın akın sahil kasabalarına gidiyorlar ama bir zamanlar şehirde birçok plaj varmış. Üstelik yine de yetersiz bulunup gazeteler daha fazlası açılsın diye yazıp durmuş. İstanbullular sayfiyeye de pek düşkünmüş.
İlla ki zamanı, mevsimi gelince Boğaz'ın köylerine, Bostancı'ya, Fenerbahçe'ye göçerlermiş. Mehtap âlemleri de ayrı bir keyifmiş. Sayısız kayık izlermiş hanendelerin kayıklarını Boğaz'da... Sadece Boğaz mı, Beyoğlu da bir başka dünyaymış. Tiyatro salonları, gece kulüpleri, kabareler… Bin bir renkli bu dünyada yok yokmuş. Bir de zenci bir Rus'umuz varmış, ilk Maksim'i de zaten o açmış. Ama İstanbul sayısız duraklarda soluklanıp yoluna devam ederken, tarihi sinema ve tiyatro salonları yıkılmış, Şan Tiyatrosu yanmış…
Bir Şehr-i İstanbul ki... adlı kitapta İstanbul'un uzun ve canlı öyküsünün en eğlenceli duraklarına uğrayıp oraların en renkli simalarıyla tanışacaksınız. Zaman zaman kıymetini bilmediklerimiz içinizi sızlatacak elbette.
Oğlak Yayınları olarak yakın tarihimizin arkeoloğu Gökhan Akçura'yla birlikte İstanbul'un neşeli hayatına çıktığımız bu yolculuğun sizi de eğlendireceğine eminiz.
İstanbul hep kendi bildiğini okumuş okumasına da, her kuşaktan, her milletten İstanbullular kendilerince bir şekil vermeye çalışmışlar ona. Ne kadar becerebilmişler orası tartışmalı… Ama denemişler en azından. Örneğin terbiye etmek istemişler, Saygısızlıkla Savaş Derneği kurmuşlar. İstanbul terbiyeli, saygılı olmuş mu bilinmez ama Kırk Gün Gece festivalleriyle vur patlasın çal oynasın eğlenmiş.
Bugün İstanbullular akın akın sahil kasabalarına gidiyorlar ama bir zamanlar şehirde birçok plaj varmış. Üstelik yine de yetersiz bulunup gazeteler daha fazlası açılsın diye yazıp durmuş. İstanbullular sayfiyeye de pek düşkünmüş.
İlla ki zamanı, mevsimi gelince Boğaz'ın köylerine, Bostancı'ya, Fenerbahçe'ye göçerlermiş. Mehtap âlemleri de ayrı bir keyifmiş. Sayısız kayık izlermiş hanendelerin kayıklarını Boğaz'da... Sadece Boğaz mı, Beyoğlu da bir başka dünyaymış. Tiyatro salonları, gece kulüpleri, kabareler… Bin bir renkli bu dünyada yok yokmuş. Bir de zenci bir Rus'umuz varmış, ilk Maksim'i de zaten o açmış. Ama İstanbul sayısız duraklarda soluklanıp yoluna devam ederken, tarihi sinema ve tiyatro salonları yıkılmış, Şan Tiyatrosu yanmış…
Bir Şehr-i İstanbul ki... adlı kitapta İstanbul'un uzun ve canlı öyküsünün en eğlenceli duraklarına uğrayıp oraların en renkli simalarıyla tanışacaksınız. Zaman zaman kıymetini bilmediklerimiz içinizi sızlatacak elbette.
Oğlak Yayınları olarak yakın tarihimizin arkeoloğu Gökhan Akçura'yla birlikte İstanbul'un neşeli hayatına çıktığımız bu yolculuğun sizi de eğlendireceğine eminiz.
Bugün İstanbullular akın akın sahil kasabalarına gidiyorlar ama bir zamanlar şehirde birçok plaj varmış. Üstelik yine de yetersiz bulunup gazeteler daha fazlası açılsın diye yazıp durmuş. İstanbullular sayfiyeye de pek düşkünmüş.
İlla ki zamanı, mevsimi gelince Boğaz'ın köylerine, Bostancı'ya, Fenerbahçe'ye göçerlermiş. Mehtap âlemleri de ayrı bir keyifmiş. Sayısız kayık izlermiş hanendelerin kayıklarını Boğaz'da... Sadece Boğaz mı, Beyoğlu da bir başka dünyaymış. Tiyatro salonları, gece kulüpleri, kabareler… Bin bir renkli bu dünyada yok yokmuş. Bir de zenci bir Rus'umuz varmış, ilk Maksim'i de zaten o açmış. Ama İstanbul sayısız duraklarda soluklanıp yoluna devam ederken, tarihi sinema ve tiyatro salonları yıkılmış, Şan Tiyatrosu yanmış…
Bir Şehr-i İstanbul ki... adlı kitapta İstanbul'un uzun ve canlı öyküsünün en eğlenceli duraklarına uğrayıp oraların en renkli simalarıyla tanışacaksınız. Zaman zaman kıymetini bilmediklerimiz içinizi sızlatacak elbette.
Oğlak Yayınları olarak yakın tarihimizin arkeoloğu Gökhan Akçura'yla birlikte İstanbul'un neşeli hayatına çıktığımız bu yolculuğun sizi de eğlendireceğine eminiz.
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 360,00 | 360,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.