Değirmen Taşı

Stok Kodu:
9786051555904
Sayfa Sayısı:
267
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2021-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2.Hamur
Kategori:
%10 indirimli
170,00
153,00
Taksitli fiyat: 1 x 153,00
9786051555904
383839
Değirmen Taşı
Değirmen Taşı
153.00
Şehsüvâr-ı Cihângîr-Fâtihnâme, Cihângîr Tûğlar-Selîmnâme ve Demir Kuşaklı Cihângîr-Süleymânnâme kitaplarıyla Türk tarihinin üç büyük hakanını Türk kültürünün maddî ve manevî birikimleri içinde ele alarak onları tarihimizin en nadide mevkilerine yerleştiren Turgut Güler, bu kez Türk Devleti'ni bir cihan devleti yapan Fâtih Sultan Mehmed Hân'ı kutlu günlere hazırlayan hocası Akşemseddin'i Değirmen Taşı romanıyla bizlere anlatıyor. Akşemseddin, ârif lisânıyla, “değirmen taşı” sözünün içine, koskoca Türk Cihân Devleti'nin cümle ahvâlini ve işlerini sığdırıvermişti. Değirmen taşının dönmesi, her bir gayretin semere verdiğinin işâreti idi. Değirmen taşları dönüyorsa, Devlet-i Ebed-Müddet'in dünü, bugünü ve yarını birleşmiştir. Zamânını aynı tesbîh ipine dizen Türk Devleti, buradan alacağı arka çıkma ile olmazları oldurmaya devâm edecektir. Pâdişâhlık makâmında nice bin perdeler vardır, nice bin değirmen taşı, bir kimsenin katında yücelerin alâmeti olur. Akşemseddin, o yüceliği, zihninde ölçüp biçip murassâ bir kaftan eyledi ve hâlâ diz çökme vaziyetinde duran Sultan Mehmed Hân'ın sırtına geçirdi. Hoca'nın talebeye biçtiği elbîse, dervîş kıyâfeti değil, binlerce, yüz binlerce, hattâ sayılamayacak kadar çok değirmen taşını döndürecek pâdişâhlık libâsı idi ve bu mânevî kaftan, bahsi geçen Hünkâr kılığının olmazsa olmaz örtüsü idi. Adâlet üzre hareket eden Pâdişâh, kerâmetlerin en parmak ısırtanına yukarıdan bakardı. Zîrâ, adâletle hükmetmek kadar büyük bir kerâmet, zâhir ilminde de, bâtın ilminde de bulunmuyordu.
Şehsüvâr-ı Cihângîr-Fâtihnâme, Cihângîr Tûğlar-Selîmnâme ve Demir Kuşaklı Cihângîr-Süleymânnâme kitaplarıyla Türk tarihinin üç büyük hakanını Türk kültürünün maddî ve manevî birikimleri içinde ele alarak onları tarihimizin en nadide mevkilerine yerleştiren Turgut Güler, bu kez Türk Devleti'ni bir cihan devleti yapan Fâtih Sultan Mehmed Hân'ı kutlu günlere hazırlayan hocası Akşemseddin'i Değirmen Taşı romanıyla bizlere anlatıyor. Akşemseddin, ârif lisânıyla, “değirmen taşı” sözünün içine, koskoca Türk Cihân Devleti'nin cümle ahvâlini ve işlerini sığdırıvermişti. Değirmen taşının dönmesi, her bir gayretin semere verdiğinin işâreti idi. Değirmen taşları dönüyorsa, Devlet-i Ebed-Müddet'in dünü, bugünü ve yarını birleşmiştir. Zamânını aynı tesbîh ipine dizen Türk Devleti, buradan alacağı arka çıkma ile olmazları oldurmaya devâm edecektir. Pâdişâhlık makâmında nice bin perdeler vardır, nice bin değirmen taşı, bir kimsenin katında yücelerin alâmeti olur. Akşemseddin, o yüceliği, zihninde ölçüp biçip murassâ bir kaftan eyledi ve hâlâ diz çökme vaziyetinde duran Sultan Mehmed Hân'ın sırtına geçirdi. Hoca'nın talebeye biçtiği elbîse, dervîş kıyâfeti değil, binlerce, yüz binlerce, hattâ sayılamayacak kadar çok değirmen taşını döndürecek pâdişâhlık libâsı idi ve bu mânevî kaftan, bahsi geçen Hünkâr kılığının olmazsa olmaz örtüsü idi. Adâlet üzre hareket eden Pâdişâh, kerâmetlerin en parmak ısırtanına yukarıdan bakardı. Zîrâ, adâletle hükmetmek kadar büyük bir kerâmet, zâhir ilminde de, bâtın ilminde de bulunmuyordu.
Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 153,00    153,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat