9786059901642
481814
https://www.maltepekitabevi.com/duha-suresi-insirah-suresi-tin-suresi
Duhâ Sûresi, İnşirâh Sûresi, Tîn Sûresi
207.00
Duhâ'ya (kuşluk vaktine) ve leyl'e (geceye) yemin ederim. (Duhâ, 1-2)
Duhâdan maksat, Peygamber'in (s.a.s) parlak ruhaniyeti, leyl de onun gece gibi olan cismaniyetidir.
Sultan Veled
Biz senin sadrını şerh etmedik mi? Ve senden ağır yu¨ku¨nu¨ kaldırmadık mı? Senin zikrini yu¨celtmedik mi? (İnşirâh, 1-4)
Allah bu âyetlerde Peygamberine şöyle hitap ediyor: Senin boş göğsu¨nu¨ ve saf kalbini açtık ve onları, kudretin izlerini kabul etmek, bâtına sıkıca tutunmak ve Hakk'a itimat için genişlettik. Ümmetinin gu¨nahlarının yu¨ku¨ sırtını kambur ve seni zayıf yapıyordu. Ve sen kâfirler için u¨zu¨lmekten dolayı rahatsız ve kararsız bir haldeydin. Senden bu yu¨ku¨ aldık. Onların bu¨tu¨n gu¨nahlarını affettik ve senin kalbine dinginlik ve su¨kûnet verdik. Ve senin ismini, zikrini ve şöhretini yu¨celttik, çünku¨ onu kendi ismimize bağladık ve tevhid formu¨lu¨ ile çiftleştirdik.
Meybudî
Yemin olsun incire (tîn) ve zeytine, Sînâ dağına (Tûr-ı Sînâ), ve şu emin beldeye ki, gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık. (Tîn, 1-4)
İnsanı hakikatine doğru yolculuğa çıkaran bu âyetlerde Allah çok şerefli dört şeye yemin ediyor: 1. Kalbe yemin; âyetteki tîn (incir) kalbe işaret eder. Bu kalp, akla dayalı şüphe ve vehimlerden arındığı zaman onda ledünnî ve manevî ilimler ortaya çıkar. 2. Ruha yemin; zeytinle işaret edilen şey insanî ruhtur. Bu ruh, sırrın nûruyla aydınlanınca içindeki kemâlât ortaya çıkar. 3. Sırra yemin; Tûr-ı Sînâ ile sırra işaret edilmiştir. Sır, ilâhî tecelli yeridir. Hakk'ı müşahede, O'nunla konuşma ve dertleşme mahallidir. 4. Emin beldeye yemin; ârifin emniyet hâli, temkin hâlinden sonra elde ettiği gizlilik hâlidir. Bu, ilâhî hüküm ve hikmetlerin edebine göre amel etmek ve ibadetleri yerine getirmek için sebeplere dönme makamıdır. Bu makam, Gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık (Tîn, 4) âyetiyle üzerine yemin edilen kâmil insanın makamıdır.
İmam Kuşeyrî
Duhâdan maksat, Peygamber'in (s.a.s) parlak ruhaniyeti, leyl de onun gece gibi olan cismaniyetidir.
Sultan Veled
Biz senin sadrını şerh etmedik mi? Ve senden ağır yu¨ku¨nu¨ kaldırmadık mı? Senin zikrini yu¨celtmedik mi? (İnşirâh, 1-4)
Allah bu âyetlerde Peygamberine şöyle hitap ediyor: Senin boş göğsu¨nu¨ ve saf kalbini açtık ve onları, kudretin izlerini kabul etmek, bâtına sıkıca tutunmak ve Hakk'a itimat için genişlettik. Ümmetinin gu¨nahlarının yu¨ku¨ sırtını kambur ve seni zayıf yapıyordu. Ve sen kâfirler için u¨zu¨lmekten dolayı rahatsız ve kararsız bir haldeydin. Senden bu yu¨ku¨ aldık. Onların bu¨tu¨n gu¨nahlarını affettik ve senin kalbine dinginlik ve su¨kûnet verdik. Ve senin ismini, zikrini ve şöhretini yu¨celttik, çünku¨ onu kendi ismimize bağladık ve tevhid formu¨lu¨ ile çiftleştirdik.
Meybudî
Yemin olsun incire (tîn) ve zeytine, Sînâ dağına (Tûr-ı Sînâ), ve şu emin beldeye ki, gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık. (Tîn, 1-4)
İnsanı hakikatine doğru yolculuğa çıkaran bu âyetlerde Allah çok şerefli dört şeye yemin ediyor: 1. Kalbe yemin; âyetteki tîn (incir) kalbe işaret eder. Bu kalp, akla dayalı şüphe ve vehimlerden arındığı zaman onda ledünnî ve manevî ilimler ortaya çıkar. 2. Ruha yemin; zeytinle işaret edilen şey insanî ruhtur. Bu ruh, sırrın nûruyla aydınlanınca içindeki kemâlât ortaya çıkar. 3. Sırra yemin; Tûr-ı Sînâ ile sırra işaret edilmiştir. Sır, ilâhî tecelli yeridir. Hakk'ı müşahede, O'nunla konuşma ve dertleşme mahallidir. 4. Emin beldeye yemin; ârifin emniyet hâli, temkin hâlinden sonra elde ettiği gizlilik hâlidir. Bu, ilâhî hüküm ve hikmetlerin edebine göre amel etmek ve ibadetleri yerine getirmek için sebeplere dönme makamıdır. Bu makam, Gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık (Tîn, 4) âyetiyle üzerine yemin edilen kâmil insanın makamıdır.
İmam Kuşeyrî
Duhâ'ya (kuşluk vaktine) ve leyl'e (geceye) yemin ederim. (Duhâ, 1-2)
Duhâdan maksat, Peygamber'in (s.a.s) parlak ruhaniyeti, leyl de onun gece gibi olan cismaniyetidir.
Sultan Veled
Biz senin sadrını şerh etmedik mi? Ve senden ağır yu¨ku¨nu¨ kaldırmadık mı? Senin zikrini yu¨celtmedik mi? (İnşirâh, 1-4)
Allah bu âyetlerde Peygamberine şöyle hitap ediyor: Senin boş göğsu¨nu¨ ve saf kalbini açtık ve onları, kudretin izlerini kabul etmek, bâtına sıkıca tutunmak ve Hakk'a itimat için genişlettik. Ümmetinin gu¨nahlarının yu¨ku¨ sırtını kambur ve seni zayıf yapıyordu. Ve sen kâfirler için u¨zu¨lmekten dolayı rahatsız ve kararsız bir haldeydin. Senden bu yu¨ku¨ aldık. Onların bu¨tu¨n gu¨nahlarını affettik ve senin kalbine dinginlik ve su¨kûnet verdik. Ve senin ismini, zikrini ve şöhretini yu¨celttik, çünku¨ onu kendi ismimize bağladık ve tevhid formu¨lu¨ ile çiftleştirdik.
Meybudî
Yemin olsun incire (tîn) ve zeytine, Sînâ dağına (Tûr-ı Sînâ), ve şu emin beldeye ki, gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık. (Tîn, 1-4)
İnsanı hakikatine doğru yolculuğa çıkaran bu âyetlerde Allah çok şerefli dört şeye yemin ediyor: 1. Kalbe yemin; âyetteki tîn (incir) kalbe işaret eder. Bu kalp, akla dayalı şüphe ve vehimlerden arındığı zaman onda ledünnî ve manevî ilimler ortaya çıkar. 2. Ruha yemin; zeytinle işaret edilen şey insanî ruhtur. Bu ruh, sırrın nûruyla aydınlanınca içindeki kemâlât ortaya çıkar. 3. Sırra yemin; Tûr-ı Sînâ ile sırra işaret edilmiştir. Sır, ilâhî tecelli yeridir. Hakk'ı müşahede, O'nunla konuşma ve dertleşme mahallidir. 4. Emin beldeye yemin; ârifin emniyet hâli, temkin hâlinden sonra elde ettiği gizlilik hâlidir. Bu, ilâhî hüküm ve hikmetlerin edebine göre amel etmek ve ibadetleri yerine getirmek için sebeplere dönme makamıdır. Bu makam, Gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık (Tîn, 4) âyetiyle üzerine yemin edilen kâmil insanın makamıdır.
İmam Kuşeyrî
Duhâdan maksat, Peygamber'in (s.a.s) parlak ruhaniyeti, leyl de onun gece gibi olan cismaniyetidir.
Sultan Veled
Biz senin sadrını şerh etmedik mi? Ve senden ağır yu¨ku¨nu¨ kaldırmadık mı? Senin zikrini yu¨celtmedik mi? (İnşirâh, 1-4)
Allah bu âyetlerde Peygamberine şöyle hitap ediyor: Senin boş göğsu¨nu¨ ve saf kalbini açtık ve onları, kudretin izlerini kabul etmek, bâtına sıkıca tutunmak ve Hakk'a itimat için genişlettik. Ümmetinin gu¨nahlarının yu¨ku¨ sırtını kambur ve seni zayıf yapıyordu. Ve sen kâfirler için u¨zu¨lmekten dolayı rahatsız ve kararsız bir haldeydin. Senden bu yu¨ku¨ aldık. Onların bu¨tu¨n gu¨nahlarını affettik ve senin kalbine dinginlik ve su¨kûnet verdik. Ve senin ismini, zikrini ve şöhretini yu¨celttik, çünku¨ onu kendi ismimize bağladık ve tevhid formu¨lu¨ ile çiftleştirdik.
Meybudî
Yemin olsun incire (tîn) ve zeytine, Sînâ dağına (Tûr-ı Sînâ), ve şu emin beldeye ki, gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık. (Tîn, 1-4)
İnsanı hakikatine doğru yolculuğa çıkaran bu âyetlerde Allah çok şerefli dört şeye yemin ediyor: 1. Kalbe yemin; âyetteki tîn (incir) kalbe işaret eder. Bu kalp, akla dayalı şüphe ve vehimlerden arındığı zaman onda ledünnî ve manevî ilimler ortaya çıkar. 2. Ruha yemin; zeytinle işaret edilen şey insanî ruhtur. Bu ruh, sırrın nûruyla aydınlanınca içindeki kemâlât ortaya çıkar. 3. Sırra yemin; Tûr-ı Sînâ ile sırra işaret edilmiştir. Sır, ilâhî tecelli yeridir. Hakk'ı müşahede, O'nunla konuşma ve dertleşme mahallidir. 4. Emin beldeye yemin; ârifin emniyet hâli, temkin hâlinden sonra elde ettiği gizlilik hâlidir. Bu, ilâhî hüküm ve hikmetlerin edebine göre amel etmek ve ibadetleri yerine getirmek için sebeplere dönme makamıdır. Bu makam, Gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık (Tîn, 4) âyetiyle üzerine yemin edilen kâmil insanın makamıdır.
İmam Kuşeyrî
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 207,00 | 207,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.