Düşüş

Stok Kodu:
9786052191460
Sayfa Sayısı:
272
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2019-01
Kapak Türü:
Kitap Kağıdı
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%10 indirimli
150,00
135,00
9786052191460
394863
Düşüş
Düşüş
135.00
Uzun zaman önce, Orta Asya'da etrafı sularla çevrili, dünyanın geri kalanı tarafından unutulmuş bir adada kıvılcım çoktan çakılmış, kudretli ateş hedefine doğru yolculuğa çıkmıştı. En iyi yaptığı şeyi yapıyor, geçtiği yerleri yakıp küle çeviriyordu. İnsanların çoğu, adına dünya yükü denilen farklı yüksekliklerdeki imtihan dağlarının altında ezilmiş, içlerinden pek azı zirveye tırmanabilmişti. Dağların tepesinde dalgalanan sancaklardan ise sadece birkaç tanesi lekesizdi. Yüksek sıra dağların altı, eriyip kül olmuş mücevherlerle doluydu. Ansızın yerin altından cılız bir ses işitildi. Düşenin sesiydi. Kibir, henüz tam olarak galip gelememişti demek. Kül deyip geçme, aşkta tattım ateşi diye inledi yankılanan ses. Kül gibi dertliydi nağmeleri. Aşkı dağ olmuş, o dağın altında ezilmişti. Bir şans daha istiyordu ateşten. Ama yaşamak için değil, yeniden düşmek, yeniden yanmak için Aşkta tatmıştı ateşi. O kadar inledi ki, minnet ağacının yanıp kül olan incisi sürekli, Ey aşk, yüreğin kıblemdir bundan böyle diye tekrarlıyordu. Dağ titredi. Koca kütle dayanamadı. Gözyaşları kaya olup aktı. İnci tekrar gün yüzü gördü. Yolculuk başladı. Yol uzun, duyulacak şey çok, kılavuz aşktı. Kibir tuzaklarını örüyor, aşk menzile yol alıyordu. Ama aşk cehennemin içinde küçücük bir ülkeydi, yanmadan gidilemeyen.

Bakalım bu kadim mücadeleden hangisi galip gelecek?

Kim düşecek?

Kim çıkacak?
Uzun zaman önce, Orta Asya'da etrafı sularla çevrili, dünyanın geri kalanı tarafından unutulmuş bir adada kıvılcım çoktan çakılmış, kudretli ateş hedefine doğru yolculuğa çıkmıştı. En iyi yaptığı şeyi yapıyor, geçtiği yerleri yakıp küle çeviriyordu. İnsanların çoğu, adına dünya yükü denilen farklı yüksekliklerdeki imtihan dağlarının altında ezilmiş, içlerinden pek azı zirveye tırmanabilmişti. Dağların tepesinde dalgalanan sancaklardan ise sadece birkaç tanesi lekesizdi. Yüksek sıra dağların altı, eriyip kül olmuş mücevherlerle doluydu. Ansızın yerin altından cılız bir ses işitildi. Düşenin sesiydi. Kibir, henüz tam olarak galip gelememişti demek. Kül deyip geçme, aşkta tattım ateşi diye inledi yankılanan ses. Kül gibi dertliydi nağmeleri. Aşkı dağ olmuş, o dağın altında ezilmişti. Bir şans daha istiyordu ateşten. Ama yaşamak için değil, yeniden düşmek, yeniden yanmak için Aşkta tatmıştı ateşi. O kadar inledi ki, minnet ağacının yanıp kül olan incisi sürekli, Ey aşk, yüreğin kıblemdir bundan böyle diye tekrarlıyordu. Dağ titredi. Koca kütle dayanamadı. Gözyaşları kaya olup aktı. İnci tekrar gün yüzü gördü. Yolculuk başladı. Yol uzun, duyulacak şey çok, kılavuz aşktı. Kibir tuzaklarını örüyor, aşk menzile yol alıyordu. Ama aşk cehennemin içinde küçücük bir ülkeydi, yanmadan gidilemeyen.

Bakalım bu kadim mücadeleden hangisi galip gelecek?

Kim düşecek?

Kim çıkacak?
Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 135,00    135,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat