9789758717644
555018
https://www.maltepekitabevi.com/georg-simmel-sosyolog-sanatci-dusunur
Georg Simmel Sosyolog, Sanatçı, Düşünür
28.80
“Hayvanlar yalnizca nedenselligin pesindedir; tanrilar ise anlamin; ve yalniz insan her ikisi ile birlikte yasamak zorundadir.” Ve bu durum insan yazgisini anlayabilmek için nedensellikle anlamin ikili kiskacini olabildigince kavramayi gerektirir. Modern sosyolojide tam tekmil bu kavrayisin pesine düsen kisi ise hiç kusku yok ki Georg Simmel'dir. Simmel, yirminci yüzyilin baslarinda sosyolojinin ayri bir disiplin haline gelmesini saglayan kuruculardan biridir ancak entelektüel ilgilerinin ve katkilarinin çesitliligi ile Émile Durkheim, Vilfredo Pareto, Ferdinand Tönnies ve Max Weber gibi önemli figürlerden ayrilir. Bu isimlerden daha geç kesfedildigi dogrudur. Bunun da nedeni muhtemelen modern yasam biçimlerinin genis kitlelerce ancak deneyimlenmis olmasidir. Nitekim “Simmel'in düsüncesi belki de ancak bugün benimsenebilir, çünkü yalnizca bugün yeterince insan onun sözünü ettigi sorunsali metnini yorumlayabilecek kadar derinlemesine yasamistir.” Simmel'in çagdaslarinin onun “büyüleyici parlakligini ve kirilgan zara fetini” vurgulamalari yaninda, yöntemindeki sistematik açiklama eksikligine ve neredeyse üzerinde çalisilmis hissi veren düzensizlige dikkat çektikleri bilinir... Ama iste tam da bu nedenlerle Simmel çagdaslarindan ayrilir. Toplum yasantisini anlamaya çalisirken genellikle bir sanatçi duyarliligina sahip oldugu, tipki izlenimci sanatçilar gibi çogu zaman nesnellige yaslanmadan isabetli gözlemler yaptigi gözlenir. Lukács'in da dedigi gibi Simmel, “izlenimciligin sahih filozofudur.” Simmel, sosyolojisini kurarken, ne olgulari ne de sayilari derlemistir. O sadece, gördügünü söylemistir bize. Bunu anlatirken, gördügü sey canlidir. Anlattigi da, anlatim tarzi da… Düsüncelerini dogrudan toplumsal iliski pratiginde arar, duygusal inceligi, derin nedensel çözümlemeleri, keskin ifadeleri, daha önce hiç kimsenin yaklasmaya bile cesaret edemedigi ruhsal yakinliklarin ve gizli duygularin vurgulanmasindaki cesareti ile modern sosyolojide ayri bir yere oturur. “Bir insanin ne oldugu en iyi onun hayata katlanmak için ne yaptigina bakmakla anlasilir” der son tahlilde. Ve onun hayata katlanmak için seçtigi yol dünyayi sonsuzlugu içinde bilmeye cehdetmek olmustur. Elinizdeki derlemeyse onun bu sonsuz gayretini bir ölçüde farkli yönleriyle aydinlatmaya yönelmistir…
“Hayvanlar yalnizca nedenselligin pesindedir; tanrilar ise anlamin; ve yalniz insan her ikisi ile birlikte yasamak zorundadir.” Ve bu durum insan yazgisini anlayabilmek için nedensellikle anlamin ikili kiskacini olabildigince kavramayi gerektirir. Modern sosyolojide tam tekmil bu kavrayisin pesine düsen kisi ise hiç kusku yok ki Georg Simmel'dir. Simmel, yirminci yüzyilin baslarinda sosyolojinin ayri bir disiplin haline gelmesini saglayan kuruculardan biridir ancak entelektüel ilgilerinin ve katkilarinin çesitliligi ile Émile Durkheim, Vilfredo Pareto, Ferdinand Tönnies ve Max Weber gibi önemli figürlerden ayrilir. Bu isimlerden daha geç kesfedildigi dogrudur. Bunun da nedeni muhtemelen modern yasam biçimlerinin genis kitlelerce ancak deneyimlenmis olmasidir. Nitekim “Simmel'in düsüncesi belki de ancak bugün benimsenebilir, çünkü yalnizca bugün yeterince insan onun sözünü ettigi sorunsali metnini yorumlayabilecek kadar derinlemesine yasamistir.” Simmel'in çagdaslarinin onun “büyüleyici parlakligini ve kirilgan zara fetini” vurgulamalari yaninda, yöntemindeki sistematik açiklama eksikligine ve neredeyse üzerinde çalisilmis hissi veren düzensizlige dikkat çektikleri bilinir... Ama iste tam da bu nedenlerle Simmel çagdaslarindan ayrilir. Toplum yasantisini anlamaya çalisirken genellikle bir sanatçi duyarliligina sahip oldugu, tipki izlenimci sanatçilar gibi çogu zaman nesnellige yaslanmadan isabetli gözlemler yaptigi gözlenir. Lukács'in da dedigi gibi Simmel, “izlenimciligin sahih filozofudur.” Simmel, sosyolojisini kurarken, ne olgulari ne de sayilari derlemistir. O sadece, gördügünü söylemistir bize. Bunu anlatirken, gördügü sey canlidir. Anlattigi da, anlatim tarzi da… Düsüncelerini dogrudan toplumsal iliski pratiginde arar, duygusal inceligi, derin nedensel çözümlemeleri, keskin ifadeleri, daha önce hiç kimsenin yaklasmaya bile cesaret edemedigi ruhsal yakinliklarin ve gizli duygularin vurgulanmasindaki cesareti ile modern sosyolojide ayri bir yere oturur. “Bir insanin ne oldugu en iyi onun hayata katlanmak için ne yaptigina bakmakla anlasilir” der son tahlilde. Ve onun hayata katlanmak için seçtigi yol dünyayi sonsuzlugu içinde bilmeye cehdetmek olmustur. Elinizdeki derlemeyse onun bu sonsuz gayretini bir ölçüde farkli yönleriyle aydinlatmaya yönelmistir…
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 28,80 | 28,80 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.