Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
9786052375600
398467

https://www.maltepekitabevi.com/gorev-ve-yetkileri-acisindan-hz-peygamber
Görev ve Yetkileri Açısından Hz. Peygamber
171.00
‘'Her tanıyan bilir, ama her bilen tanımayabilir.'' Biz bu ifadeyi, Efendimiz (sas) karşısındaki durumumuz için de söyleyebiliriz. Bugün iki milyara yakın İslam ailesinin kaç ferdi gerçekten Peygamber Efendimiz'i hakkıyla tanıyor? Bunun hesabını yapmamız zor ama şunu iyi biliyoruz ki bu koca ailenin her ferdi onu (sas) bilmektir. O'nu (sas) bilenler çoğunlukta, ama tanıyanların o çoğunlukta olduğunu ne yazik ki söyleyemiyoruz.
Hz. Peygamber'i (sas) bilenler O'nun (sas) ne zaman doğduğunu, ne zaman vefat ettiğini, savaşlarını çocuklarının isimlerini, hanımlarını, hicretini, miracını ve daha onlarca şeyi biliyorlar. Çok gariptir, bu bilinenlerin çoğunu belki daha fazlasını Mekke'de ona (sas) karşı çıkanlar da biliyorlardı. Herhalde Hz. Peygamber'in (sas) amcası Ebû Leheb bizden daha çok Peygamberin bu bilgilerine, hatta doğumu ve çocukluğu devresinin nice hadiselerinin bilgisine sahip idi. Yine o gün Mekke'de nice isimler bu tarz bilgileri biliyorlardı. Ama onlar, o yüce ruhu tanıyamadılar, tanıyamadıkları içinde tam anlamı ile tabi olamadılar ve ona (sas) karşı oldular. İşte bundan dolayı diyoruz ki bilmek yalnız başına yeterli değil, o bilginin marifete, yani gerçek manada tanımaya dönüşüp, bazı güzelliklerin hayatlara hâkim olmasına vesile olmalıdır.
Hz. Peygamber'i (sas) bilenler O'nun (sas) ne zaman doğduğunu, ne zaman vefat ettiğini, savaşlarını çocuklarının isimlerini, hanımlarını, hicretini, miracını ve daha onlarca şeyi biliyorlar. Çok gariptir, bu bilinenlerin çoğunu belki daha fazlasını Mekke'de ona (sas) karşı çıkanlar da biliyorlardı. Herhalde Hz. Peygamber'in (sas) amcası Ebû Leheb bizden daha çok Peygamberin bu bilgilerine, hatta doğumu ve çocukluğu devresinin nice hadiselerinin bilgisine sahip idi. Yine o gün Mekke'de nice isimler bu tarz bilgileri biliyorlardı. Ama onlar, o yüce ruhu tanıyamadılar, tanıyamadıkları içinde tam anlamı ile tabi olamadılar ve ona (sas) karşı oldular. İşte bundan dolayı diyoruz ki bilmek yalnız başına yeterli değil, o bilginin marifete, yani gerçek manada tanımaya dönüşüp, bazı güzelliklerin hayatlara hâkim olmasına vesile olmalıdır.
‘'Her tanıyan bilir, ama her bilen tanımayabilir.'' Biz bu ifadeyi, Efendimiz (sas) karşısındaki durumumuz için de söyleyebiliriz. Bugün iki milyara yakın İslam ailesinin kaç ferdi gerçekten Peygamber Efendimiz'i hakkıyla tanıyor? Bunun hesabını yapmamız zor ama şunu iyi biliyoruz ki bu koca ailenin her ferdi onu (sas) bilmektir. O'nu (sas) bilenler çoğunlukta, ama tanıyanların o çoğunlukta olduğunu ne yazik ki söyleyemiyoruz.
Hz. Peygamber'i (sas) bilenler O'nun (sas) ne zaman doğduğunu, ne zaman vefat ettiğini, savaşlarını çocuklarının isimlerini, hanımlarını, hicretini, miracını ve daha onlarca şeyi biliyorlar. Çok gariptir, bu bilinenlerin çoğunu belki daha fazlasını Mekke'de ona (sas) karşı çıkanlar da biliyorlardı. Herhalde Hz. Peygamber'in (sas) amcası Ebû Leheb bizden daha çok Peygamberin bu bilgilerine, hatta doğumu ve çocukluğu devresinin nice hadiselerinin bilgisine sahip idi. Yine o gün Mekke'de nice isimler bu tarz bilgileri biliyorlardı. Ama onlar, o yüce ruhu tanıyamadılar, tanıyamadıkları içinde tam anlamı ile tabi olamadılar ve ona (sas) karşı oldular. İşte bundan dolayı diyoruz ki bilmek yalnız başına yeterli değil, o bilginin marifete, yani gerçek manada tanımaya dönüşüp, bazı güzelliklerin hayatlara hâkim olmasına vesile olmalıdır.
Hz. Peygamber'i (sas) bilenler O'nun (sas) ne zaman doğduğunu, ne zaman vefat ettiğini, savaşlarını çocuklarının isimlerini, hanımlarını, hicretini, miracını ve daha onlarca şeyi biliyorlar. Çok gariptir, bu bilinenlerin çoğunu belki daha fazlasını Mekke'de ona (sas) karşı çıkanlar da biliyorlardı. Herhalde Hz. Peygamber'in (sas) amcası Ebû Leheb bizden daha çok Peygamberin bu bilgilerine, hatta doğumu ve çocukluğu devresinin nice hadiselerinin bilgisine sahip idi. Yine o gün Mekke'de nice isimler bu tarz bilgileri biliyorlardı. Ama onlar, o yüce ruhu tanıyamadılar, tanıyamadıkları içinde tam anlamı ile tabi olamadılar ve ona (sas) karşı oldular. İşte bundan dolayı diyoruz ki bilmek yalnız başına yeterli değil, o bilginin marifete, yani gerçek manada tanımaya dönüşüp, bazı güzelliklerin hayatlara hâkim olmasına vesile olmalıdır.
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 171,00 | 171,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.