İncir Çekirdeği

"Küçüklügümden beri okumaya, dinlemeye, sormaya, yazmaya doyamam. Defterler tutarim, ta çocuklugumdan beri. Kapaklarinda 'Haluk'un Defteri' yazar. Bunlar Hereke Defteri, Istanbul Defteri, Anadolu Defteri, Osmanli Defteri, Avrupa Defteri, Orta Asya Defteri gibi alt basliklara ayrilir. Bir kismi kitaplasti, okuyucuya ulasti. Ilk tuttugum defter bana kaldi. O benim özel defterimdi. Ne var ki, onu da eller aldi. Küçük küçük duygular, düsünceler, hikâyeler disariya sizdi, günün modasi "sosyal medya" üzerinden... Ummadigim bir ilgi gördü ve beni yeni bir kitaba dogru sürükledi. Incir Çekirdegi'nde eski hatiralar var, eski hayatlar var, tabiat var ama en çok o günlere, o insanlara hasret var... Orada çocuklugumun Inciralti Plaji'nin çakil tasli dibi görünen temiz denizi var. Kamisli'nin, Ikizler'inBinbasi'nin çesmesi, Ulupinar'in deresi, anamin ninnisi, babamin gayreti, dedemin öksürügü, anneannemin duasi, hepsinin hos sâdâsi var. Ve sonra kulagimda yine her birinin tarihî Hereke Camii'nden verilen sâlâsi var." -Haluk Dursun- Yeme içme aliskanliklarindan memleketin olmazsa olmazlarina, tabiattan sehrin kuytu köselerine, geçmisten günümüze, çiçekten böcege kültürü kültür yapan pek çok detayla iste bizim tarihimiz... Hazani ayri, yazi ayri tatta; Istanbul'dan Hereke'ye, Hereke'den bir köye, köyden köyün gençlerine, gencinden yaslisina, çayirdaki otundan sehirdeki esyaya kadar uzanan bir genis kültür cografyasi... Topkapi Sarayi Müzesi Baskani Prof. Dr. Haluk Dursun, bu kitabiyla Hereke'den yola çikarak Istanbul'u ve kültürümüzü yine askla anlatiyor. Onunla Istanbul'un nadide köselerinde bir gezintiye çikmaya, dalindan bir meyveyi koparip tadina varmaya, konusmayan esyalari dillendirmeye, çarsi pazar dolasmaya, geçmise dönüp söyle bir bakmaya ne dersiniz? Incir Çekirdegi/Hereke'den Çiktim Yola; incir çekirdegini doldurmaya talip küçük ayrintilarla hayat dersi çikarmak isteyenlerin kitabi...(Tanitim Bülteninden)