9789752423022
525606
https://www.maltepekitabevi.com/kuranin-ogrettigi-kavramlar-7-tebyin
Kur'an'ın Öğrettiği Kavramlar 7 - Tebyin
36.00
Kur'ân'da tebyîn, tafsîl, tasrîf gibi farklı kelimeler geçse de genelde meallerde bu kelimelere “açıklama” anlamı verilir. Örnek olması açısından Diyanet Vakfı Mealini dikkate alarak üç kavrama verilen anlamları görelim:
a. Tebyîn
…???????????????????????????????????????????????????
“…Eğer düşünüp anlıyorsanız, âyetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.” (Âl-iİmrân 3/118)
b. Tasrîf
…?????????????????????????????????????????????????????
“…Bak, anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz!”(En'âm 6/65)
c. Tafsîl
…?????????????????????????????????????????????
“…İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz.”(A'râf 7/32)
Görüldüğü üzere ilk âyette “tebyîn” kökünden “beyyennâ (?????????)”, ikinci âyette “tasrîf” kökünden “nusarrifü (?????????)”, üçüncü âyette de “tafsîl” kökünden “nüfassılü (?????????)” geçmekte, ama bu üç ayrı kullanım üç âyetin mealine de açıklama” olarak yansımaktadır.
Oysa şu âyet tasrîf ve tebyînin farklı şeyler olduğunu göstermektedir:
???????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????
“İşte âyetlerimizi böyle tasrif ederiz ki birileri: “Sen bir yerden öğrenmişsin” desin; biz de onu bilen bir topluluğa tebyin etmiş olalım.”(En'âm 6/105)
Yukarıdaki âyette, ayetlerin tasrîf edildiği, bununla elde edilen sonucun da tebyîn olduğu bildirilmektedir. Tasrîf ve tebyîn farklı şeylerdir. Oysa TDV'na ait mealde yukarıdaki âyete şu anlam verilmiştir:
“Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, ‘Sen ders almışsın' desinler de biz de anlayan toplum için Kur'ân'ı iyice açıklayalım.”
Yukarıdaki mealin “‘Sen ders almışsın' desinler de” bölümünü atlarsak ortaya çıkan meal şöyle olacaktır:
“Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, biz de anlayan toplum için Kur'ân'ı iyice açıklayalım.”
Dikkatli bir okuyucu, yukarıdaki mealde bir anlam bozukluğu olduğunu anlayacaktır.
Yapılan tasrîfle bilinen, zaten varolan şeylerin tebyîni yani ortaya çıkması amaçlanmaktadır. Tasrîf ile tebyîn arasında böylesi bir ilişki vardır.
Tafsîl ile tebyîn arasındaki benzer bir ilişki şu âyette görülmektedir:
??????????????????????????????????????????????????????????????
“İşte ayetlerimizi böyle tafsîl ederiz ki suçluların yolu iyice belli olsun” (En'âm 6/55)
Yapılan tasnîfle varolan şeylerin tebyîni yani ortaya çıkması gerçekleşmektedir.
Kavramlar arasındaki bu irtibatların göz ardı edilmesi Kur'ân'ın anlaşılmasında önemli bir eksiklik oluşturmaktadır. Kur'ân'da geçen her farklı kelimenin diğerlerinden ayrışan bir anlamı vardır. Bu, aynı köke sahip olup da farklı kalıplarda kullanılan kelime ve fiiller için bile söz konusudur.
Biz serimizin bu sayısında tebyîn kavramı üzerinde duracağız. Önce kavramın sözlük anlamına ortaya koyacak, sonrasında da kavramın Kur'ân'daki kullanımlarını ve bu kullanımlar neticesinde ortaya çıkan anlamın Kur'ân'ın anlaşılması açısından önemini tespit edeceğiz.
Dr. Fatih Orum
Kur'ân'da tebyîn, tafsîl, tasrîf gibi farklı kelimeler geçse de genelde meallerde bu kelimelere “açıklama” anlamı verilir. Örnek olması açısından Diyanet Vakfı Mealini dikkate alarak üç kavrama verilen anlamları görelim:
a. Tebyîn
…???????????????????????????????????????????????????
“…Eğer düşünüp anlıyorsanız, âyetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.” (Âl-iİmrân 3/118)
b. Tasrîf
…?????????????????????????????????????????????????????
“…Bak, anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz!”(En'âm 6/65)
c. Tafsîl
…?????????????????????????????????????????????
“…İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz.”(A'râf 7/32)
Görüldüğü üzere ilk âyette “tebyîn” kökünden “beyyennâ (?????????)”, ikinci âyette “tasrîf” kökünden “nusarrifü (?????????)”, üçüncü âyette de “tafsîl” kökünden “nüfassılü (?????????)” geçmekte, ama bu üç ayrı kullanım üç âyetin mealine de açıklama” olarak yansımaktadır.
Oysa şu âyet tasrîf ve tebyînin farklı şeyler olduğunu göstermektedir:
???????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????
“İşte âyetlerimizi böyle tasrif ederiz ki birileri: “Sen bir yerden öğrenmişsin” desin; biz de onu bilen bir topluluğa tebyin etmiş olalım.”(En'âm 6/105)
Yukarıdaki âyette, ayetlerin tasrîf edildiği, bununla elde edilen sonucun da tebyîn olduğu bildirilmektedir. Tasrîf ve tebyîn farklı şeylerdir. Oysa TDV'na ait mealde yukarıdaki âyete şu anlam verilmiştir:
“Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, ‘Sen ders almışsın' desinler de biz de anlayan toplum için Kur'ân'ı iyice açıklayalım.”
Yukarıdaki mealin “‘Sen ders almışsın' desinler de” bölümünü atlarsak ortaya çıkan meal şöyle olacaktır:
“Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, biz de anlayan toplum için Kur'ân'ı iyice açıklayalım.”
Dikkatli bir okuyucu, yukarıdaki mealde bir anlam bozukluğu olduğunu anlayacaktır.
Yapılan tasrîfle bilinen, zaten varolan şeylerin tebyîni yani ortaya çıkması amaçlanmaktadır. Tasrîf ile tebyîn arasında böylesi bir ilişki vardır.
Tafsîl ile tebyîn arasındaki benzer bir ilişki şu âyette görülmektedir:
??????????????????????????????????????????????????????????????
“İşte ayetlerimizi böyle tafsîl ederiz ki suçluların yolu iyice belli olsun” (En'âm 6/55)
Yapılan tasnîfle varolan şeylerin tebyîni yani ortaya çıkması gerçekleşmektedir.
Kavramlar arasındaki bu irtibatların göz ardı edilmesi Kur'ân'ın anlaşılmasında önemli bir eksiklik oluşturmaktadır. Kur'ân'da geçen her farklı kelimenin diğerlerinden ayrışan bir anlamı vardır. Bu, aynı köke sahip olup da farklı kalıplarda kullanılan kelime ve fiiller için bile söz konusudur.
Biz serimizin bu sayısında tebyîn kavramı üzerinde duracağız. Önce kavramın sözlük anlamına ortaya koyacak, sonrasında da kavramın Kur'ân'daki kullanımlarını ve bu kullanımlar neticesinde ortaya çıkan anlamın Kur'ân'ın anlaşılması açısından önemini tespit edeceğiz.
Dr. Fatih Orum
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 36,00 | 36,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.