Nehirler Denize Kavuştuğunda

Masalci anlatmaya devam etti:
"Karsilik göremeyen aski için Ogultanri, kanli gözyaslarini hala akitip durur. Onun suyundan içenler, az da olsa tuzlu oldugunu bilirler. Ona bu tadi veren kendi suyuna, ardindan denize cömertçe akittigi çaresiz yüce askin kekremsi ve kutsanmis gözyaslariydi. Ogultanri'nin denize kavustugu günden itibaren baska nehirler de denize kavusmak istemistir. Çünkü, denize kavustuklarinda tanrilasacaklarini, o günden sonra, artik çok iyi biliyorlardi...
"Insanlar, Ogultanri'nin gözyasi tadinda olmasinin nedenini anlamamis, ögrenmemis olsa da, ilk zamanlar ona "tuzlu su" anlamina gelen bir ad vermeyi bilmislerdi: Halys.
"Onu bugün de çok seviyorsak, çevresinde yarattigi bereket kadar, belki de ondan çok, sonsuza kadar askina bagli kalacagini bilmemizdendir.
"Çünkü, aslolan asktir ve o, her seydir."
'Karabüyülü Uyku' ve 'Cimri Kirpi' adli romanlariyla kendine özgü bir yazi dili ve biçim kuran Vecdi Çiracioglu'nun, ilk öykü kitabi olan 'Nehirler Denize Kavustugunda'; yerelle evrensel bir araya getiren, hem temalari hem de diliyle göz dolduran bir öykü seçkisi...
'Öteki'yle yüzlesmeye hazir misiniz?