9786054979134
432189
https://www.maltepekitabevi.com/sinemada-diyalektik-kurgu-filmin-dili
Sinemada Diyalektik Kurgu (Filmin Dili)
126.00
Sinema, sadece belli bir imaj üretimiyle ilgili bir anlati alani degildir; o, kendi özel dilini olusturma tarihi içinde yogun ve sürekli bir estetik/sanatsal arayistir. Sinemada; klasik ikon-imaj döneminde, Griffithçi hikaye anlatma sürecinde, Pudovkin'in “izleyicinin psikolojik rehberligini kontrol eden” yönteminde ve Eisenstein'in “yepyeni bir gerçekligi ve idealari yaratma eylemini arastirdigi yillarinda yapilanin adi bellidir: Kurgu.Kurgu (montaj), gerçekligin düzenlenerek ona kavranilir bir biçim verilmesi ve dünyanin açik anlamda yeniden yapilandirilmasi yöntemidir. Bir baska deyisle; film-yapinin bilinçli olarak belirlenim parçalarini bir araya getiren “reji” düsüncesi... Iste bu nedenle sesli sinema döneminde Bazinci saptamayla “yapay bir dil” ve izleyiciyi derinden elegeçirmenin yöntemi sanilan “kurgu” konusunda teorik bilgi arayanlar, Eisenstein ve Vertov'un simgeledigi Sovyet kurgu anlayisinin sarsiciligini, Fransiz avangart ya da disavurumcu sinema akimi içinde kurguya verilen farkli önem ve degerin nedenini ögrenmek isteyenler bu kitaptan sanirim çok yararlanacaktir. (Kaldi ki Bazin, en fazla üzerinde durulan Sovyet kurgu okulu dönemini imajlarin kendisinin nesnel olarak içermedigi baska anlamlar yaratmakla elestirir; sinemanin kendi özgün sanatsal gücünü buldugu olgunluga ancak Sovyet ekolü montajdan koparak, Orson Welles'in alan-derinligi ve yine Italyan Yeni Gerçekçiligi filmlerindeki plan-sekans uygulamasiyla eristigi savini getirir. Bu görüslerin gelecekte ünlü Yeni Dalga akiminin ortaya çikmasina da katkisi olacaktir.)Dr.Cengis Asiltürk'ün bu çalismasi da, yukarida belirtilenlerin kronolojik olarak gözden geçirilmesini saglayarak, kurgunun anlami kadar bu anlami gerçekten yönetmen için temel yapan anlayisi, Eisenstein'in örneginde “gerçekte gerçeklige yaklasmak için, gerçekligi bertaraf etmek” ya da Bazin'in mizansen ile kurgu arasinda temel bir karsitlik vardir düsüncesine katilmayarak, “Montage, mon beau souci/Kurgu, benim güzel kaygim” (1956) diyen ve sonrasinda da mizansen ve kurguyu diyalektik bir sentezle sinemasina tasimayi basaran Godard gibi, kurguyu önemseyen sinemacilari tanitmaktadir. Kisacasi bu kitap bir yanda sinemanin kurgu kavramiyla gelisen sanat olma sürecini, “Film kurgusunun biçimi sorunu öyle küçümsenecek sorun degildir (Sokolov)” düsüncesinin hakliligini, diger yanda film teorisine giden yolun kaynaklarini ortaya koymaktadir. Yazar bu zorlu konunun daha iyi anlasilmasi için okuyucuyu tarihsel bir okuma sürecine çikartir; kurgunun biricik “sinematografik amaç” oldugu günlerden, kurgunun mizansenin biricik parçasi oldugu günlerdeki ustalari Renoir'i, Bunuel'i, Bergman'i, Pasolini'yi, Godard'i, Tarkovski'yi vb. de kesfetmeye çagirir.Prof. Dr. Oguz MAKAL
Sinema, sadece belli bir imaj üretimiyle ilgili bir anlati alani degildir; o, kendi özel dilini olusturma tarihi içinde yogun ve sürekli bir estetik/sanatsal arayistir. Sinemada; klasik ikon-imaj döneminde, Griffithçi hikaye anlatma sürecinde, Pudovkin'in “izleyicinin psikolojik rehberligini kontrol eden” yönteminde ve Eisenstein'in “yepyeni bir gerçekligi ve idealari yaratma eylemini arastirdigi yillarinda yapilanin adi bellidir: Kurgu.Kurgu (montaj), gerçekligin düzenlenerek ona kavranilir bir biçim verilmesi ve dünyanin açik anlamda yeniden yapilandirilmasi yöntemidir. Bir baska deyisle; film-yapinin bilinçli olarak belirlenim parçalarini bir araya getiren “reji” düsüncesi... Iste bu nedenle sesli sinema döneminde Bazinci saptamayla “yapay bir dil” ve izleyiciyi derinden elegeçirmenin yöntemi sanilan “kurgu” konusunda teorik bilgi arayanlar, Eisenstein ve Vertov'un simgeledigi Sovyet kurgu anlayisinin sarsiciligini, Fransiz avangart ya da disavurumcu sinema akimi içinde kurguya verilen farkli önem ve degerin nedenini ögrenmek isteyenler bu kitaptan sanirim çok yararlanacaktir. (Kaldi ki Bazin, en fazla üzerinde durulan Sovyet kurgu okulu dönemini imajlarin kendisinin nesnel olarak içermedigi baska anlamlar yaratmakla elestirir; sinemanin kendi özgün sanatsal gücünü buldugu olgunluga ancak Sovyet ekolü montajdan koparak, Orson Welles'in alan-derinligi ve yine Italyan Yeni Gerçekçiligi filmlerindeki plan-sekans uygulamasiyla eristigi savini getirir. Bu görüslerin gelecekte ünlü Yeni Dalga akiminin ortaya çikmasina da katkisi olacaktir.)Dr.Cengis Asiltürk'ün bu çalismasi da, yukarida belirtilenlerin kronolojik olarak gözden geçirilmesini saglayarak, kurgunun anlami kadar bu anlami gerçekten yönetmen için temel yapan anlayisi, Eisenstein'in örneginde “gerçekte gerçeklige yaklasmak için, gerçekligi bertaraf etmek” ya da Bazin'in mizansen ile kurgu arasinda temel bir karsitlik vardir düsüncesine katilmayarak, “Montage, mon beau souci/Kurgu, benim güzel kaygim” (1956) diyen ve sonrasinda da mizansen ve kurguyu diyalektik bir sentezle sinemasina tasimayi basaran Godard gibi, kurguyu önemseyen sinemacilari tanitmaktadir. Kisacasi bu kitap bir yanda sinemanin kurgu kavramiyla gelisen sanat olma sürecini, “Film kurgusunun biçimi sorunu öyle küçümsenecek sorun degildir (Sokolov)” düsüncesinin hakliligini, diger yanda film teorisine giden yolun kaynaklarini ortaya koymaktadir. Yazar bu zorlu konunun daha iyi anlasilmasi için okuyucuyu tarihsel bir okuma sürecine çikartir; kurgunun biricik “sinematografik amaç” oldugu günlerden, kurgunun mizansenin biricik parçasi oldugu günlerdeki ustalari Renoir'i, Bunuel'i, Bergman'i, Pasolini'yi, Godard'i, Tarkovski'yi vb. de kesfetmeye çagirir.Prof. Dr. Oguz MAKAL
Tüm kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 126,00 | 126,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.